26 Kasım 2008 Çarşamba

Duyarlı olalım... Bu yarayı birlikte saralım...

Yıllarını çocuklara adamış bir sanatçı Gökhan Şen... http://www.muzikent.com/

Yıllardır var olan anne ve çocuk odaklı bir site... http://www.annecocuk.com/

Ve bir işbirliği...

Fazla söze gerek yok...

Videoyu izlemeniz yeterli...

Çocuklarımız geleceğimizdir... Bannerı ya da başlığı tıklayın bir imza da siz atın...

Resmim büyük halini görmek için resmin üzerini tıklayınız...

Uzun bir süre sonra yeniden merhabalar;

Teknik bazı sorunlardan ötürü uzun bir süre blogumla haşır neşir olamadım ne yazık ki...

Sonunda teknik sorunlar çözüldü ve işte yine burdayım...

Evlere Şenlik....

1 Temmuz 2008 Salı

Finansbank'tan düşük taksitli mortgage!

Finansbank, konut kredilerinde yeni bir ürünü müşterilerinin hizmetine sundu. Buna göre kredi taksitleri ayda 500 YTL'den başlayacak, daha sonra yavaş yavaş artacak.

Finansbank'ın 'Taksiti Düşük Mortgage'i ile tüketiciler, 500 YTL’den başlayan taksitlerle konut kredisi kullanabiliyor. Taksitler üçlü kombinasyon (örn: 500 YTL – 750 YTL – 1.000 YTL) şeklinde belirleniyor ve iki kademeli olarak (örn: 1-24 ay arası 500 YTL, 25-48 ay arası 750 YTL, 49 ay – kalan vade arası: 1.000 YTL) artıyor. Tüketiciler, seçtikleri bütçelerine uygun kredi tutarı ve ödeme planına göre belirlenen vadelerde kredi kullanabiliyor. “Taksiti Düşük Mortgage” ürününün şimdiye kadar uygulanmayan bir taksit planı içerdiğini ve bu nedenle konut kredileri pazarında bir ilk olduğunu belirten Finansbank Mortgage ve Bireysel Krediler Grup Yöneticisi Erkin Aydın, ev sahibi olmak isteyenlerin planlarını ertelememeleri için en uygun seçenekler üzerinde çalıştıklarını söyledi. Aydın sözlerine şöyle devam etti: “Bu ürünümüz ile müşterilerimize özel avantajlar sunuyoruz. Özellikle, standart kredi kullanımında ödenmesi gereken taksit tutarından daha düşük tutarda kredi ödemesinin başlıyor olması müşteriye büyük kolaylık sağlıyor. Örnek vermek gerekirse,% 1.48 faiz oranı ile, 100.000 YTL’lik 60 ay vadeli bir kredi için taksit tutarı normalde 60 ay boyunca 2.526 YTL’dir. Taksiti Düşük Mortgage’da ise 100.000 YTL için 1.500-2.000-2.500 YTL taksit tutarları seçilebiliyor. Müşterilerimiz, 1-24 ay arası 1.500YTL ödüyor, sonrasında ise taksit tutarı iki kademede artıyor. Bu örnekte,taksit tutarı 4. yılın sonunda standart taksit tutarına ulaşıyor. Bu avantajlı uygulama müşterilerimize uzun vadede soluk aldırıyor.”

Kaynak: www.hurriyet.com.tr

Ehh biraz da gülelim mi????

Sizin için güldüm, güldüm, güldüm... Sizin de gülmenizi istedim :)

En komik müşteri hizmetleri diyalogları

Müşteri hizmetleri merkezleri artık sadece büyük şirketlerin değil orta ölçekte Kobi diye tabir edilen şirketlerde bile vazgeçilmez bir birim oldu. Günde binlerce kişi ile birebir görüşmeler birçok sürprize gebe. İşte onlardan bazıları.

Müşteri temsilcisi: İyi günler ben Aria, size nasıl yardımcı olabilirim?
Abone: Şimdi Aria Hanım, benim bir Aria hattım vardı. Yaa bu arada sizdeki herkesin adı Aria ve Aycell (Aysel) mi?

Müşteri temsilcisi: İsminizi öğrenebilir miyim?
Abone: Ne yapacaksınız ismimi, ben hat sahibi değilim.
Müşteri temsilcisi: Hitab etmek açısından sormuştum.
Abone: Siz bana kısaca Rüzgarın Oğlu diyebilirsiniz.

Abone: İyi günler, ben Türkcell hat kullanıyorum, Avea’ya geçmeyi düşünüyorum. Ama önce sizin bilgi seviyenizi ölçeceğim. Eğer siz yeteri kadar bilgiliyseniz ben de Avea’ya güvenerek hat alırım.
Müşteri temsilcisi: (Şaşkın bir şekilde) Memnuniyetle sorularınızı yanıtlayabilirim.
Abone: Preveze Deniz Savaşı kaç yılında olmuştur?
Müşteri temsilcisi: ?!?!?!?
Abone: Ne oldu, bilemediniz?
Müşteri temsilcisi: Biz buradan sadece iş ile ilgili sorulara cevap verebiliyoruz.
Abone: Demek bilmiyorsunuz sorumun cevabını?
Müşteri temsilcisi: 1538
Abone: Bilemediniz.
Müşteri temsilcisi: (Dayanamaz) Bildim Ahmet Bey, bildim! Preveze Deniz Savaşı 27 Eylül 1538 de Andrea Dorya komutasındaki Haçlı donanması ile Barbaros Hayrettin Paşa komutasındaki Osmanlı donanması arasında yapılmıştır. Bu savaştan sonra Akdeniz, Türk gölü haline gelmiştir.
Abone: Bravo, ben sizi denemiştim zaten.
(Adam nerden bilsin müşteri temsilcisinin Tarih bölümü son sınıf öğrencisi olduğunu :)

Müşteri temsilcisi: Size birkaç kodlama ileteceğim, not alabilir misiniz?
Abone: Tabi. Kâğıt kaleminiz var mı?
Müşteri temsilcisi: Var da sizin pek işinize yaramaz.
Abone: Harbi ya... Kusura bakmayın iyi değilim ben bugün.
Müşteri temsilcisi: Yok, önemli değil.

Müşteri temsilcisi: Merhaba ben Batur, nasıl yardımcı olabilirim?
Abone: Benim telefonda bir problem var yönlendirmeyle ilgili.
Müşteri temsilcisi: Peki, ilk önce telefonunuzun "menü" tuşuna sonra da "5" tuşuna basın. Abone: Evet... Tamam...
Müşteri temsilcisi: Ekranda ne var şimdi?
Abone: Show TV
Müşteri temsilcisi: ?!?!

Müşteri temsilcisi: Merhaba ben Baturcan, nasıl yardımcı olabilirim?
Abone: Benim telefonum kemerde çekmiyor.
Müşteri temsilcisi: Bir saniye bekleyin, bilgisayardan kayıtlara bakalım. Fethiye'deki hatlarda bir problem gözükmüyor.
Abone: Ne Fethiye'si kardeşim, pantolon kemerinden bahsediyorum ben. Telefonu kemere takınca hat bulamıyor telefon.

Müşteri: Şu an bankanızın ATM'sinden maaşımı çekemiyorum.
Müşteri temsilcisi: Üzgünüz efendim, geçici bir arızadan ötürü şu an tüm sistemlerimiz off'tadır.
(Bir saat kadar sonra)
Müşteri: Ben şu an Of'dayım ve hâlâ paramı çekemiyorum.

Kandilli Rasathanesi İletişim Merkezi’ne gelen bazı telefonlar…

- Evde 10 kalorifer böceği duvara tırmanıyor. Deprem geliyor.

- Richter ölçeğini nereden satın alabilirim?

- Web sitenize bağlanamıyoruz. Bizden bir şey mi saklıyorsunuz?

- Depremi neden önceden bilmiyorsunuz?

- Beş gün sonra Suadiye'de parti yapacağız. Bizim caddeye yağmur yağacak mı?

- Sallandık, dışarı çıkalım mı?

8 Mayıs 2008 Perşembe

Evlerinizle ilgili herşey demiştik... Stres de evlerimizle ilgili değil mi?...

Sevgili dostlar, dünden kendini hafif hafif belli etmiş olsa da bugün güne şaşırtıcı bir şekilde kapalı bir havayla başladık Adana'da. Bardaktan boşanırcasına yağan yağmur havayı temizlemiş, bahçeleri, ekinleri bolca sulamış olsa da, bugün, bu hava, bana yaramadı... Ben de sıkıntımı dağıtmak için en güzel yolu, yazmayı seçtim, sizlerle paylaşmayı seçtim...

Aklıma bir söz geldi tam yazarken; "sıkıntılar paylaştıkça azalır, mutluluklar paylaştıkça artar !"... Ne kadar doğru, ne kadar yerinde bir söz! İnanın klavyenin tuşlarına basmaya başlar başlamaz giderek azalıyor içimdeki sıkıntı... İyi ki varsınız ve ben iyi ki bu blogu açmış, hayatı sizlerle paylaşmaya başlamışım... Ne mutlu bana!

Bugün müsaadenizle paylaşımımı biraz "kadınca" yapacağım... Biz kadınlar biliyorsunuz ki hayatta birkaç rolu aynı anda üstlenebilen ya da üstlenmek zorunda kalan ya da üstlenmek zorunda bırakılan varlıklarız... Çocuğumuzun annesiyiz, evimizin hanımı, kocalarımızın eşi... Aynı zamanda iş-kadını... Aynı zamanda anne-babalarımızın evladı... Aynı zamanda kardeş... Aynı zamanda abla... Aynı zamanda gelin... Aynı zamanda elti... Aynı zamanda görümce... Aynı zamanda ............. Bu sıralamanın sonu yok sevgili dostlar...

Tüm bu rollerin rutin sorumluluğu yanında, ayrıca, çocuklarımıza iyi bir model, iyi bir oyun arkadaşı ve iyi bir bakıcı, eşlerimize her daim gurur kaynağı, evimizin sadık titiz hizmetçisi, aşçısı, temizlikçisi, tamircisi, elektrikçisi, tesisatçısı, kısacası herşeyi, ebeveynlerimizin vefalı evladı, eşimizin ebeveynlerinin hayırlı ve hamarat gelini....... Bu sıralamanın da sonu yok...

( Bu arada yazdıklarıma şöyle bir göz gezdirdim ve süper sonuç... 4. paragrafın bitimiyle birlikte stres ve sıkıntının yerine yeller esiyor... Az önce yüreğimi sıkan mengene gevşemiş iyice, bilgisayar ekranından yansıyan yüz ifadem yumuşamış, çatık kaşlarım düzelmiş... Hatta yüzümde hafif bir tebessüm bile yakaladım az önce :) Dedim ya iyi ki varsınız ve ben iyi ki bu bloğu açmış, hayatı sizlerle paylaşmaya başlamışım... )

Yazının bundan sonrası pür-neşe yani EVLERE ŞENLİK !

Şimdi konumuza geri dönecek olursak, yukarda saydığım tüm roller ve sorumluluklar biçoğumuzda olduğu gibi bende de mevcut! Kendimce küçük küçük terapilerim var bu sıkıntılardan uzaklaşmak amacıyla ürettiğim... Yazmak, bahçeyle ilgilenmek, değişik yemek tarifleri denemek bunlardan bazıları... Sizlerin de hayatın kargaşı içerisinde böyle küçük terapilere sığınmanızı şiddetle tavsiye ederim... Ne olduğu hiç önemli değil yeter ki sizi oyalayacak, zihninizi dinlendirecek bir uğraş olsun... Günde yarım saatinizi bile ayırsanız aradaki fark inanılmaz olacak emin olun... En azından bir deneyin ne kaybedersiniz ki??? Bakın işte canlı-capcanlı bir örnek size... Yazdım, yazıyorum ve bende ne stres kaldı, ne tasa, ne sıkıntı...

Eee şimdi üst kata çıkıp güzel bir çay içmeyi hakettim değil mi? Üst kat neresi mi? Hiç merak etmeyin tek tek anlatacağım size tüm detayları... Evimi, bahçemi, ofisimi, üstkattaki ofisimizi, eşimi, oğlumu, brokerlarımı, iş arkadaşlarımı... Hepsini tek tek anlatacak, paylaşımlarımızı aktaracağım...

Şimdilik bir çay içimi müsaade bana, sevgiyle kalın!

26 Nisan 2008 Cumartesi

Özür... Özür... Özür... Koskocaman özür...

Uzun bir aradan sonra yeniden merhabalar...

Maalesef çok uzun zamandır birlikte olamadık, elbette ki elde olmayan sebeplerden oldu bu ara verme. Ama söz bir daha bu kadar uzatmayacağım... Çünkü yazamadığım için duyduğum suçluluk duygusunu tarif etmem imkansız. Bu suçluluk duygusunu yeniden yaşamaktansa her ne şartta olursa olsun yazmayı tercih ederim.

Özrümü kabul buyurursanız beni çok sevindirirsiniz sevgili dostlar...

Yeni gönderilerle burdayım...

Çocuklarımız için, geleceğimiz için bir kampanya!